Yıl 1965. Ürkütücü hendek faciasının meydana geldiği yıl. Peki olay nasıl olmuştu? Tarih sahnesine bir kez daha göz atalım. İşte 26 kişinin korkunç bir şekilde hayatını yitirdiği 17 kişinin ise ağır bir şekilde yaralandığı korkunç kaza hakkında bilmeniz gerekenler…
Kazalar her yerde olduğu gibi gündelik hayatın bir parçası. Dünyada yıllardır pek çok insan çeşitli kazalarda yaşamını yitiriyor veya yaralanıyor. Özellikle trafik kazalarında pek çok insan acı ve kayıplar yaşıyor. Nitekim Tarih birbirinden farklı, ilginç ve trajik kazalarla dolu. Yıllar önce ülkemizde dünyanın en trajik ve en ürpertici kazalarından biri meydana geldi.
Ürkütücü Kazanın Detayları
11 Ağustos 1965 tarihinde yaklaşık 40 yolcusuyla birlikte İstanbul’dan Ankara’ya istikamet eden Civan Turizm’e ait bir yolcu otobüsü gece saat 3.15 civarlarında Sakarya – Hendek’te arıza nedeniyle yol kenarına park edilen ve kasasında nitrik asit (kezzap) tankeri olan bir kamyona arkadan çarptı. Kaza sonucu otobüs aslında fazla hasar almamıştı ve kamyon yolun diğer tarafına yuvarlandı. Hasar gören kamyondan sızan asit etrafa yayılıyor ve asidin çoğu şarampoldeki su birikintisine karışıyor. Daha sonra otobüste yangın çıkıyor ve otobüsü dumanlar kaplıyor. Otobüsün içerisini de kaplayan duman nedeniyle yolcular, otobüsün yandığına dair bir izlenime kapıldılar. Bu sırada yolcular panikleyip kendini dışarı atıyor. İşte Trajik olay burada başladı.
Kaza sonrasında yolcular panikle kendini dışarı atıyor. Asitlerin bir kısmı yola dökülüyor. Seyir esnasında uykuda olan otobüs yolcularından bazıları otobüsteki dumanı görünce büyük bir telaşla otobüsten indiğinde ayaklarına asit geliyor. Sonrasında ayakları asitten perişan olan yolcular acılarını dindirmek için yol kenarındaki su birikintisine kendilerini atıyorlar ancak bu sandıkları gibi bir su birikintisi değildi ne yazıkki. Maalesef o su birikintisi kezzap dolu bir çukurdu.
“Öldürün Beni Bu Acıya Dayanamayacağım.”
Su dolu sandıkları çukur tehlikeli bir ölüm çukurundan başka bir şey değildi. Ne yazık ki bu durumdan habersiz yirmi altı yolcu acı çekerek can verdi. Kezzap nedeniyle farklı uzuvlarını kaybederek acı çekerek öldüler. Eriyen cesetlerden geriye yalnızca kemik parçası kalmıştı. Geride kalanlar ise yaralanmıştı. Ancak mücadele verirken maalesef içlerinden bazıları vefat etti. Aralarında ABD ve Lübnan vatandaşlarının da olduğu on yedi kişi yaralı olarak kurtuldu. Bu trajik kazada pek çok insan öldü ve yaralandı. Yaralanan insanlardan birinden şu cümleler döküldü: “Öldürün beni bu acıya dayanamayacağım..”
İnsanlar Acı Şekilde Öldü
Yaşanan kaza öylesine ürkütücüydü ki bu olaydan sonra gazeteler kaza sonrası meydana gelen yanık kokusunun olayın yaşandığı yerden iki buçuk kilometre uzaklıkta dahi duyulabildiğini yazdılar. Bu üzücü olay tarihe kazındı ve Türkiye’de yas ilan edildi.
Cesetlerden geriye çok fazla şey kalmadı. Kemikler bile erimişti. Kalan parçalar kazadan 10 metre ileride kazılan bir çukura konuldu. Bölge imamı çukurun başında cenaze namazını kıldı, çukur toprakla kapatıldı. Çukurdaki kezzaba temas edip hayatta kalan yaralılar da iyi değildi. Kimisi gözünü kaybetti kimisi kolunu. Adapazarı Devlet Hastanesi’nin koğuşları yanık kokusuyla, feryatlarla kaplıydı. Acı çok büyüktü. Üzerinden 57 yıl geçen bu kaza, bugün hâla unutulmadı.
Olaya Kimler Müdahale Etti?
Olaya öncelikle bölgede yaşayan köylüler ve Hendek 476. Hafif Ulaştırma Tabutuna Mensup Askerler müdahale etmişlerdir.
Kazanın Olduğu Bölgeye Anıt Mezar Dikildi
Sonraki dönemlerde kaza ile ilgili yapılan araştırmada otobüs şoförü Ö. Sürer’in kusurlu olduğu kanısına varıldı. Kamyonun ise İran plakalı Kazanın gerçekleştiği bölgeye ise üzerinde trafik şehitliği yazan bir anıtmezar yapıldı.